2010/09/17

k.p.ş tanısı konulmuştur!

off nasıl terlemişim.. bu aralar devamlı aynı kabusu görmeye başladım..leş gibi kokuyorum biri gelmeden gidip duş alayım.fayanslar sanki üzerime üzerime geliyor... arasından bişeyler sızıyor ama ne olduklarını bir türlü çözemiyorum... opss! kayıp düşmek üzereydim..
günün ilk sigarası işte buna bayılıyorum..çay demlenirken biramı açmıştım bile.. bu balkonda yaptığım sabah keyflerini herzaman sevmişimdir..
çocukken annanem buraya çok güzel kahvaltılar kurardı yazın bile kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak ayrı bi tat...
özenle sürerdi ekmeğime tereyağını. lezzeti ise sanki o sürdüğünde iki kat daha artardı.. şimdi ise bu evde yalnız yaşayan ben..sabah kahvaltılarında kızarmış ekmek değil normal ekmek bile almaya üşenir bu halim.bikaç bisküvi parçasıyla 3-5 zeytin atıştırıp sonra içmeye devam ettiğim,gün öldürmece oyunları...
üst katımdaki aileye çok fazla özeniyorum.. memur bir adam kendi halinde,gösterişten uzak her sabah işine giderken.. camdan bakan o 2 çocuğu ve uzun saçları savrulan eşi... işte istediğim hayat buydu aslında...
.!.
evlerinden sabahları odama yayılan kızarmış ekmek kokusu... çocukların dünyayı umursamadan yaptıkları yoğun ses kavgası... içkiyi fazla kaçırdığım anlarda..ki ne zaman az kaçırırım orasıda ayrı.
başımın zonklamasını soda limon yanında bide o çocuklar geçiriyor inanırmısınız...
oo gerinirken gördüğüm şeye bak bu dirseğimdeki kesikte nerde oldu anlamadım... bu aralar ne yaptığımı ne yaşadığımı ben bile kestiremiyorum...
senden sonra sanırım bu yalnızlık beni iyice sardı.bekliyordum oysa uzun bir sabırla yanıma gelmeni.. ara ara yaptığımız iki satırlık uzak kokan sohbetler bile gelişine işaret gibi geliyordu bana...hayatımı düzene bile koymaya başlamıştım.. düzenli yaptığım yürüyüşler,sabah kahvaltılarım.. sen seversin diye akşamları yaptığım fırında makarna çeşitleri... hergün sanki geleceksin gibi hazırlık yapıyordum..2 tabak 2 bardak bile masada yerini almaya başlamıştı..
bu ani olmayan ama hızlı gidişin rüzgarıyla herşeyin yerini bi anda değiştirdin
...
kaptan mağara adamını andırdığımı söylüyor yolda karşılaştığım eş dost.. pek bi eğleniyorum.. sona yaklaşmak inan bana çok hoşuma gidiyor
...
ama bi ara saçlarımı eskisi gibi üç numara yapmak istiyorum..
senin sevdiğin gibi...
sınırımı zorladığım anlar yaşamak.. artık seviştiğim kadınların ne adını ne de yüzünü hatırlıyorum.. sanki öfkemi tüm kadınlardan almak istiyor gibi davranıyorum.. hepsine kinle nefretle...
siz yetinmeyi bilmeyen mahluklar..
isteseydin tüm dünya ellerinde olabilirdi...
sana gökkuşağının en sevdiğin rengini tutup getirebilirdim...
sadece beni sevebilseydin..
hergün telefonumdaki resmine saatlerce bakıp bu sözleri söylemek..
ve hala seni düşünebilmek...
sana başka birinin dokunduğunu düşünüyorumda.. ben senin saç teline bile dokunmaya cesaret edememişken.. tanrıım bu düşünce sanırım beni öldürüyor...
telefonuma tanımadığım kişilerden gelen mesajlar...
okumaya üşenip yolda yürümeye başlarken karşılaşıyorum bir çoğuyla... ya da masama oturup hayatımın bu geceki yönünü belirlemelerine izin veriyorum...
ara ara burnuma gelen kan kokusu sanki rüyalarımdaki gibi.. içerisi kanla dolu bir küvette yatıyorum öylece karşımda seni görüyorum ama kalkmaya mecalim yok...
bakıyorsun bana öylece...
ardımdan gelen ses çocukları bırak diye... ne çocuğu diye düşünürken birden ağlamaya başlıyorum korktuğumu hissedebiliyorum...
biri benim bu kabuslarımı dindirmeli!
yalvarırım bana yardım edin...
televizyonu açmalıyım evde en azından ses olmalı yoksa çıldırmak üzereyim...
- dün gece evinde polise yardım çağrısında bulunan orta yaşlrda bir adam...
-''yalvarırım yardım edin bana,neler oluyor anlamıyorum... ''
-''yapma yapmaaa!''
---
olay yerine giden polisler.. 2 çocuk ve bir bayanın sırtlarından kasap kancasıyla duş kabinine asılmış halde ölü bulurken.. içi kan dolu küvette çırılçıplak yatan adamın son sözlerinde ''alt kom-şu kom kom şuu herşey onun suçu.. kıskanıyordu mut mut mutlu-lu...''
alt katlarında kimsenin olmadığı evin yalnızca kendilerine ait olduğu anlaşılan ailenin.. çok mutlu oldukları diğer komşular tarafından söylenirken... çekmecede bir zarfın içinde bulunan bir sağlık raporu tüm olayı açıklıyordu...
-- 18.09.1986 tarihinde yapılan tüm tetkikler sonucunda nevzat K.
isimli hastaya kronik paranoid şizofreni tanısı konulmuştur..--
ailesini bileklerinden kestikten sonra kasap kancasıyla enselerinden asıp ailesinin ve kendi saçlarını 3 numaraya vurduğu kayıtlara geçen ayrıntılardan bazıları...
kendi bileğinide kesen adamın... dirseğinde bulunan derin kesiğin kanda kayıp küvete düşmesi sonucunda olabileceği sorusu,otopsi sonuçlarıyla netliğe kavuşturuldu...
---
... evet bu saç bana kesinlikle yakıştı
beğenmekte haklıymışsın
yanından geçerken
kulağıma fısıldıyorsun
'' ..neden yaptın sanki
belki bizde mutlu olabilirdik..''

2 yorum: