2010/06/30

LSD ile küçük adımlarda SON

her eve geldiğimde annemi dahada kötü buluyordum. geçirdiği nöbetlerin sıklığı artmıştı. zaman zaman beni ve kardeşimi bile tanımama hali. defolun diye atılan çığlıklar. hayat tam anlamıyla berbat bi yere doğru sürükleniyordu. intihar girişimleri,onun ölmüş olma fikri beynimi kemiriyorken hayatla bağdaşma ihtimalim giderek azalıyordu.

insanların hastalandıklarında çevrelerindeki insanlar dahada azalıyor. annem delirmiş diye bütün sevdikleri ondan elini çekmişti zaman geliyordu ben bile ondan nefret ediyordum. hayatımın içine ettiği koca bir dönem. yinede onsuz bir hayatı düşünmek bile anlamsız geliyordu.

devamlı yeni yöntemler deniyorduk.ilk önce ilaç tedavisi onun işlevini kaybettiği bi dönemde şok tedavisi ardından hayatımızın odak noktası haline gelecek LSD.

sabahlara kadar internette tedavi yöntemlerini araştırdığım bigün karşıma gelmişti.Albert hofmann tarafından denenmeye başlanmış bir yöntemdi bu.hayal dünyasının tamamını bitirip yeniden yaşama ilk adım gibi bişey.

uzun bir dönem bunu araştırdıktan sonra annemden önce kendim deneme fikri daha baskın geldi.çünkü hastanın tam anlamıyla hayattan kopma ihtimalinide küçük yazılarla,minik bir parantezin içinde belirtmişlerdi.

yaşadığım yerde bulunması zor değildi. bikaç arkadaşıma sorduktan kısa bir süre sonra elime geçti.anlaşılmasın diye pula emdirip taşıyormuş.bikaç gün boyunca yanımda taşıdım çünkü kararsızdım. okuldan eve geldiğimde annemin çığlıkları her zamanki gibi evde yankılanıyordu.küçük kardeşimi tanımıyordu.kardeşimin çığlıkları anneminkini zaman zaman bastırsada beynimde derin yaralar açmalarına engel değildi.

kardeşimi koşar adımlarla oradan uzaklaştırıp bahçedeki oyun havuzuna bıraktım.nefes almakta o kadar zorlanıyordumki eve koşarken bi an dizlerimin boşaldığını hatırlıyorum.

kapıyı açtığımda babamın anneme vurduğunu gördüm. o kadar kötü bi durumdaydımki babama vurmaya başladım.annem köşede hala çığlık atıyordu.babamda ve bende bikaç küçük sıyrık ama hayata damgasını vuran derin yaralar açılmıştı.şeker kasesi yere düştü tiz bir sesle kırılışına yöneldik.annemi tutmak mümkün olmadı eline geçirdiği küçük parçayla boğazında derin bir sıyrık,etrafa saçılan kırmızı renk bunu en son kurban bayramında dedemin kestiği koyunda görmüştüm çok acı çekti demişlerdi.

LSD. odamda denediğim o gün ilk önce camları kapadığımı hatırlıyorum.satıcı dikkat et evlat demişti.hatta yanında insanların olmasıda önemliymiş. dilimin üstüne yerleştirdikten sonra zamanın kaymasını beklemeye başladım.20-25 dakika sonra beynimde hafif bulanmaların olduğunu hatırlıyorum.bunların hepsini senin için yapıyordum anne!
bilgisayarımda sadece listeye pink floyd mother şarkısını attım.seni ruhumda hep hissetmek istiyordum.

anne bu kurabiyeleri en son ben küçükken yapmıştık.bu sefer kurabiyelerimiz kakaolu ama ben üzümlüyü severim.yinede seninle hala bişeyler yapabilmek çok hoşuma gidiyor.anılarımızı unutmaya başlamıştım ve senin üzerimden ellerini usul usul çekişin benim sinirimi bozuyordu
kontrolü kaybetmeye başladığımın farkındayım.kahkalar atıp eğlenirken kafamı çevirdiğimde tüm duvarın karıncalarla kaplı olduğunu görmem herşeyin kopmasına sebep oldu.

herşey başa dönüyor sanırım...
kırılan şeker kasesinin tiz sesi
etrafa saçılan koyu kırmızı
koyunun son bakışları
...
görebildiğim parçalanmış bir geçmiş. camı açıp 4. kattan bahçedeki mavi ortancaya son kez bakışım.pink floyd şarkının sonuna gel-lll-mmişş-keen....
anne,bu kadar yüksek olması gereklimiydi duvarın?
''bahçede oğlumu oyun havuzunda oyalarken birden yanımıza doğru düştü.kim olduğunu tanımıyorum.ama anne diye seslendiğini duydum.birileri annesine haber vermeli lütfen yardımcı olabilir misiniz? ben elimdeki mavi ortancaları vazoya koymalıyım.''
daha henüz bedenim yanından uzaklaşmamışken
annemden duyabildiğim son sözler bunlardı.
şizofren dünyanda ölmene izin veremezdim
hiçbir zaman beni hatırlamayacak olsanda
herşey senin içindi anne.

8 yorum:

  1. sen yazmayı bırakmazsan ben bırakırım bu işi:) yawrum harika olmuş.. sanırım ben de istanbulda bişiler yazarım artık. burda başımda birileri sürekli:) yoksa bilirsin harika yazarım nihahaha. üzümlüüüüüü üzümlüü öptüm:)

    YanıtlaSil
  2. teşkür ettim bebek! bu kadar beğeneceğini tahmin etmemiştim valla =)
    sen üzümlü kek üzerine yaz bence.üzümlü kurabiyede bile aklıma geldin zaten =)))

    YanıtlaSil
  3. naptın sen harikasın ne diyim ben sana susayım en iyisi..takdir-e sayansın yavrimo:)

    YanıtlaSil
  4. bbokummm iyiki bi blogun oldu. herkeşler seni takip ediyiii yar gidiyi gidiyi:)

    YanıtlaSil
  5. o kadar umutlu deildim yazımdan ama pek bi sevindim böle beğenince.çok saol kediiiim =)

    YanıtlaSil
  6. hahaha olur mu kuzum herkes sana heyren asıl =)

    YanıtlaSil
  7. yav bu nasıl bir açılıştır içindeki camavar dışarı fırlamış resmen! meğer benim mazlum kuzum tam bir kelime canavarıymış valla helal:)) utandım ben şimdi :D bende gelicem abanaya gör bak o zaman senden daa güzel şeyler yazıcam :P tebrik ettim bebeim:)

    YanıtlaSil
  8. saolasın kuzum benim.siz kadar olamasamda deviniyorum kendi çapımda.
    gel gel ben gidiyorum ya herkes gelebilir.ben giderim dostlar beni hatırlasın =)

    YanıtlaSil