2011/02/24

sağında ara

zemin katta bi ev...
penceresinden insan ayakları görünen,
yerin dibine inşa edilmiş bi cennet.
adımları mavi sardunyaların karşıladığı,
köşeden denizi görebilen...
duvarlarına hergün senden,benden
bazen bizden bişeyler yazdığım oluyor...
koltuğu birlikte kaldırıyoruz.
kitaplar için bikaç raf
yerlerdeki teneke kutularda
hayallerin gizli olduğu...
çizgi romanların sayfalarının açık bırakıldığı
dev kahramanları olan bir ev.
şarkılarını dinliyorum uzun zamandır...
sokak lambası benim evime tavandan vuruyor...
ilk önce bakkalın kaldırımını
sonra odamı aydınlatıyor...
o ışık süzmesiyle geliyorsun,
hayaleti oluyorsun evimin.
saatlerin hızına yetişilmeyen ,
zamanın isimsiz oyunlarına şahit oluyoru(m)z...
sağ tarafımda hissediyorum seni
tüm solda olan kalplerin inadına
sağıma geçiyorsun oradan seviyorsun beni.
sen beni bilmezsin
belki bende seni...
tanımak yabancılaşmak gibi.
tanıdıkça uzaklaşıyor insan.
başta kenetlendiğini sanıyorsun,
sımsıkı sarılmaktan öteye gidip
birden boşluğa bırakıyorsun
ya kendini en çok onu...
ondan tanışmadığımıza seviniyorum
mutluluğun duvardaki gölge oyununda
maceranın en heyecanlı sayfasının
kayboluşu gibi bilinmeyen
ama merakla beklenen bir oyun gibi...
işte dünyanın öyle bir yerinde
ışık süzmesiyle hikayeler yazıyorum
cümlenin en basit haliyle
sana,bana en çok bize...
içinden bişeyler bulabilirsin kendine
belki bende bulmuşumdur
sağımda atıyor benim kalbim
cümleler değil şizofren olan bendim
Aşk 'a gider açılan her cümle
neye kime göre aşk
belkide bir vazoya yazdım
bazen bir şeytan'a
ya da sana yazdım
belkide hiç okumayacak olana
gözlerini kapat ve bul
bulutların ardında duran gerçek ben(i)
en çok ta kendini ...

1 yorum:

  1. ben yokken kendine ve bloguna sıcak davran..başarılı hallerini bekliyor,görüyor ve kutluyor olacağım..sevgiyle bebeğim..ah bu şiirlerin..ah bu şiirlerin.. en çokta onları özler bulacağım kendimi..ama dayanamayıp okur kaçarım kim bilebilir..sevgiyle..:))

    YanıtlaSil