2010/11/13

penceredeydi giz

fenere bakardı evimin penceresi
sardunyalarım vardı...
her akşam bir adam orada dururdu
saatler birbirini kovalar o yinede orada
izlerdim sesimi çıkarmadan
başta perdenin ardından
sonra kendimi göstermek istercesine
pencerenin tam kenarından
farketmezdi benim varlığımı
düşünceliydi adam
vardı zihninde dibe itmek istedikleri
dalgalanırdı deniz o gelince
hayatındaki mutsuzluğunu
deniz alıp götürmek isterdi sanki
dalgaların sesleri bile değişirdi o gelince
adam yalnızlığa yıllarca devam etti
hergün aynı saatte aynı yere gelip
aynı şeyleri düşündü...
bense farkına varmadan alışmıştım varlığına
onun yüzünü bile görmemiştim
sadece fenerin ordaki duruşuydu
zihnime yer eden.
bazen kokusu gelirdi burnuma
okyanus gibi kokardı adam..
rüzgar gülünün kırılganlığıydı üstündeki
fenere sığınırdı benim gibi...
ağlardı bazen kimsenin görmediği fenerde
yüzünü görmesemde bilirdim ağladığını
düşerdi omuzları yavaştan...
düğümlenirdi boğazım o an
yanına gitmek istesemde
adımlarımı tutardım...
adam;
severdi bi kadını tüm pişmanlığıyla
başka bir kadın;
severdi onu uzaktan tüm utangaçlığıyla
bambaşka bir kader vardı masalda
çoktan yazılmıştı sonu...
adam bir daha deniz fenerine gelmedi.
bırakmıştı ardında tüm duygularını
kadın sardunyasını kokladı hergün
bir serçe gibi baktı fenere
ürkütmeden sessizce...
yıllara yenik düştü kadın...
bir mezar kaldı ondan geriye
kimsenin bilmediği fenere bakan.

2 yorum:

  1. Bu güzel dizeler senin mi?çok beğendim..:))

    YanıtlaSil
  2. blogumdaki tüm yazılar bana aittir.beğendiğin içinde saol =)

    YanıtlaSil