2010/12/31

yeni yıl demişler ve sormuşlar

sanırım 2008 yılına belkide 2007 ye ait bir yeni yıl hatırası.böyle bir mime böyle bir resim eklemek istedim.. şimdiden herkese mutlu yıllar...

blogumun son zamanlardaki sıkı takipcisi crazywomenrosemary beni mimlemiş.ben pek mim olayını sevmesemde.bana iletisindede bunu belirtince mime karşılık vermemezlik yapmak istemedim.hadii bakalım başlıyoree(!)
*yeni yıla nasıl ve kimlerle girmek istiyorsun?
bunu bu sene hiç düşünmedim ama yanımda sevdiğim insanlardan bazılarının olması yeterli.Dışarda girmeyi isterim evde girersen evde geçermiş tüm yılın diye bi saçmalığa inansamda sanırım evde girmek kaderim olacak.
*yeni yıldan beklentilerin nelerdir?
- sevdiklerimin mutluluğu falan diye bişey demem bunu sadece yeni yılda beklemiyorum nefes aldığım her an bunu isterim zaten.yeni yıldan farklı tek beklentim.istediğim bölümde ve istediğim okulda devam edebilmek.. o nedenle sabır,şans ve yetenek beni bulsun ve istediğim yere yerleştirsin.
*yeni yıl sence ne demektir?
- sabaha kadar içmek için geçerli bir sebep.

*yeni yılda ne olursa mutlu olursun?
-elimdeki bir şişe baileysle fındıklı rıhtımından üsküdara bakmak ve evet ersinin taktiğini denedim ve oldu diyebilmek.evet mutlu olmak için tam da istediğim bu.
*yeni yıla dair mesajın nedir?
-böyle mesaj falan durumu olunca kendimi birden ulusa sesleniş modunda hissettim ama ben ulusa seslenirsem bir daha toparlanamaz gibime geliyor.

mutlu olun işte ya.. her ne halt yaparken mutlu oluyorsanız onu yapın ve mutlu olun.

benim için dua etmeyi unutmayın 2011 de güzel sanatlara girebileyim.girmezsem göynüklerdeki çobanımı bulup evlenicem.türümü devam ettirmem sadece beni değil,sizide riske sokabilir(!) çoluğunuz çocuğunuz benim evlatlarımla arkadaş olabilir ve bu lanet ebediyete kadar sürüp giden bir çıkmaza dönüşebilir.o nedenle çok içten dua edin..

ben kimseyi mimlemicem..bunu devam ettirmek isteyen her üyeme açıktır!


2010/12/22

günahların götürdüğü pişmanlıklar



gökyüzünü çekip içime,saatlerce durabilirim...
burada-orada- senin kokuna sahip heryerde...
bir sessizlik ardından gelen ani sensizlik...
göğe bakıp dilendiğim geceler...
özlemenin yanak kızartıcılığında
dönememenin pişmanlığı...
kulak memesindeki diş izlerinde saklıydı günahlar
rengi karışmış bir çarşaf,
belli üzerinde ilk defa uyunmayacak...
bir erkeğin gözyaşlarını rujuyla imzalayan bir kadın..
penceremdeki sardunyanın kokusu hala burnumda
perdeyi aralasam ulaşabilecek gibi yakın
oysa geçmiş kadar ne kadar uzakta...
ömre değip geçen insanlar gibi.
kiminin pişmanlığıyım ben
kimi pişmanlığım tüm cesaretsizliğimle.
yinede içinde bir sen,
iyiki ordaymışsın
iyiki yanımdaymışsın..
bir mavinin içine saklanmış,
bisikletimin sepetindeki cüce...
severdik
mutlu olurduk...
belki uçurtmaları sayabilirdik
zaman yetmedi bize..
yeni bir çarşaf serdi otel görevlisi tüm hızıyla
gitme vaktinin habercisiydi...
gittik bizde..kimse görmeden!
bir kuzgunun kanadındaki
lacivert tüyde saklı artık
tüm günahlar ve sevaplar
belki günün birinde düşerde boşluğa
tutar onu mavi bir uçurtma
kimbilir...
günahlarda saklıydı tüm pişmanlıklar
sevaplara yaklaşmak için miydi bunca söylediğimiz yalan.

2010/12/18

kokuyu duymuştu çocuk

küçük bir oyunun içindeydik aslında
ters çevirdiğinde karların döküldüğü
müzik çalan minik bir küre aslında
içindeki küçük ahşap evde yaşıyordum...
bahçesindeki kuyudan çekiyordum suyumu
mutluydum dünyamda...
sessizliğimi bozmaya çalıştığınız an
değişti aslında tüm gerçekler...
çocuk cam küreyi düşürüp kırdığında
küçük kırık cam parçasının sapladınğı parmağından da
cam küredeki minik kırıktan da
aynı hızda boşalıyordu kan...
durdurmak imkansızdı artık
tüm kar taneleri kırmızıya boyanıyordu
evin bacası tütmüyordu...
parmağındaki kanı durdurmak için
kanını yalamasıyla başladı tüm oyun
büyüdüğünde ise oyun çoktan
sona yaklaşmıştı...
kan kokusunun güzelliğiyle büyülendim
yavaşca tüm bedenimi yedim
ilk önce beynimi yemeye çalıştım..
aynaya bakarak ufak parçalar koparıyordum
başta düşüncelerimide yediğimi
böylece herşeyi unutacağımı düşünmüştüm
öylede oldu aslında...
unuttum herşeyi
insan olduğumu
mutlu olduğumu
sonra bacağımı kesip yemeğe çalıştım
tadının iğrenç olduğunu düşünsenizde
değildi,lezzeti tarif edilemezdi..
vücudumdaki her noktadan bir ısırık alıp
açık yaraların yerlerini zımbaladım...
zor olsada yaralarım kapandı..
bazı uzuvlarım işlevini yitirsene buna razıydım
son ısırığımı kalbimden almak istiyorum
artık dünya zevklerinin anlamı kalmamıştı
son ısırığıydı kaaaaa....lll...b...iiii
kan kokusunun güzelliğine vardığında insan
geri dönüş imkansızdı artık
çocuk küreyi ters çevirdiğinde
kan damlaları sızıyordu ahşap zemine...
kokuyu duy..(ma) sakın.

2010/12/13

ışın kılıcımı getirin uleyn

delirmemek elde deil... ayakkabılarım su alıyo normaldir yazlıklar çünkü.. ayaklarım uyuşmuş durumda normaldir kış ortasında yazlık ayakkabıyla dolaşıyorum.culup culup diye bi müzik var...ayakkabıcıya sövüyorum normaldir ayakkabımı bitirmedi gebericem...
hayat garipleşti normaldir kendimi bulacak bile vakit yok.
ödevler birikti normaldir deli gibi ödev var
saatlerdir slayt yapıyorum çıldırdım normaldir... zaman etüdü,standart veriler,önceden saptanmış standart zaman,iş ölçümü,iş analizi hepsi karıştı heryerde farklı sıralamada...
slayt bitti bişe anlamadım normaldir sadece bitirmeye çalıştım..
çizim ödevlerinin yarısı duruyor normaldir okul ödevleriyle ilgilendim
maket duruyor bi halt yapmadım normaldir çizimle ilgilendim...
sadece bikaç gün boş durmayı özledim normaldir hiç boş anım yok...
çıldırdım arada kalan 3-5 dakikamı rubik küpe harcadım onuda çözemedim
eksik bişeyler var normaldir daha pazarlama hocasının özenle seçip bana verdiği nakit ineklerini yapmadım...
herşey bu kadar normalken benim bu kafamdaki anormallik niye bilemedim
ama normaldir devreler yandı sanırım...


2010/12/10

doğduk e doğdum

bugün doğurdu ya annem beni
kutlarım kendimi eşek kadar oldum