2010/05/29

yalnızlık şehrinde turlamalar

beynimde uğultular...
etrafımda insan topluluğu,
herkes birşeyler anlatıyor...
ne dedikleri hakkında ise,
tek kelime fikrim yok
sadece dinliyormuş gibi gözüküyorum.
yüzüm kıpkırmızı
ateş derin derin işliyor tepeden ...
bedenimi saran alev ipi
kıpırdamamı engelliyor.
göğsümden damlayan ter taneleri
usul usul geziniyor vücudumda...
arada küçük bir el dokunuyor
irkiliyorum...
kendime gelmeye çabalasamda
o kadar uzaktayımki
dönemiyorum kıyılarınıza...
göz bebeklerim olduklarından daha büyük
gördüklerimi ise idrak etmek güç.
bulanık,anlam veremediğim kareler.
. . .
yalnızlığa yürüyorum yanınızda.
kayboluyorum aranızdan yavaş yavaş...
gidiyoruz zaman zaman hepimiz
yalnızlık limanına bağlayıp kayıklarımızı
. . .
herkes yanlızlık şehrini sever.
gitmek kendi tercihi olduğu sürece...

2010/05/28

biri var!

biri var!
ruhumu tazeleyen.
yaralarımı hafif hafif üfleyen.
gözlerinde gökyüzünü gördüğüm.
içimi huzurla dolduran.
kasabam gibi sıcacık.
sözlerinde en tanıdık tatlar.
konuştukça doyamadığım,
susturmamak için yeni cümleler attığım.
belki imkansızlık cazip geldi.
yine de biri var bugünlerde özlediğim...
yanımdayken bile kokusuna hasretim.
yalnızlığı pek bi sever ,
ama hepimizden daha kalabalık kalbi.
ruhundaki o güzellik tarif edilemez.
daha önce görmediğim,
belki görüp yanından umarsızca geçtiğim.
biri var tenime değdiğinde kıyametim olan.
ateşinde yandığım ama yine de çekilmediğim.
..evet biri var hayaletim olup
geceleri yanıma sokulan.

uçurtma düşleri


bir çift göz kovalıyor peşimden...
yavaş yavaş maviliklere yükseliyorum.
tenimde usul usul süzülür rüzgar...
güneşin yakıcılığı tenimi kavursada
yüksekler vazgeçilmezim...
rengarenk bedenim gözlerinizi kamaştırır
bağlıyımdır size bazen kırarım zincirimi
kaybolurum avuçlarınızdan
sonu ölüm olsa bile,özgürlüğe koşarım.
yüksekten bakışım kibirli gelebilir
aslında bir çocuk yüreğidir kalbim
an gelir kaldırılırım gözden uzaklara
çocukluk biter yeni telaşlar başlarken
unutulurum kuytularda
nefes alamam,rengim solar.
hatta küserim size
ama saman alevi gibi geçer kırgınlığım
minik bir dokunuşla ılır yüreğim.

ben kalbine gökkuşağını sığdırmış,
teninde gezen rüzgara aşık,
ansızın gökyüzünde beliren bir çift göz.
kaldır başını ve bana bak.
sonra derin bir nefes al ve koşmaya başla...
hadi içindeki çocuğa izin ver bugün.

2010/05/25

mantık derler!

mantık diyip durduğumuz
sadece kendimizde kullanamadığımız olgu.
düşünmemi engelleyemiyor mantığım...
başkalarında senin yüzünü aramak,
tanıdık bir kokuda istemsizce içine çekmek,
seni andıran herşey daha da ortaya çıkıyor.
olmama ihtimali artık ihtimalinde varolmayışı
seni unutmamı sağlayamıyor.
sadece alışıyorum herhalde
sensiz seninle yaşamayı öğreniyorum.
gerçi küçücük bir dokunuşta
devrilecek olan alışkanlığım kendini gizlemiyor.
ruhumu teslim edecek kadar korkarken bile...
aklımdan geçenler arasındaysan,
nası engel olabilir mantığım buna
sadece kendimi aciz hissetmem
onun devamlı içimde yankılanan sesi.
yeni bir hikaye kurmak için hem geç hem erken.
ondan çevirip çevirip seni okuyorum...
her sayfada ruhumun kayboluşunu izlesemde,
mantığım yine kafası esmiş gitmiş engel olamıyorum.

2010/05/20

sessiz geliş

...
hızla koşarak oradan ayrıldı...
arkasında bıraktığı derin karanlık
gözlerine yansımış gibi...
saklardı hep gözyaşlarını
bu sefer gizlemedi.
saçları esen rüzgarla usul usul dağıldı...
sanki az önce her bir parçası
bulunması güç yerlere uçan kalbi gibi.
koştu koştu koştu
mecali kalmayana kadar,
karşısında denizi gördüğünde
bıraktı kendini sahile doğru
hızla biten umutları gibi yığıldı kumlara...
hiç hareket etmedi
zaman zaman ayağına dalgalar çarpıp
ondan bir ses beklese de konuşmadı.
sadece baktı boş gözlerle...
elinde saatlerdir sıktığı taşı fırlattı denize
sanki içinden kalbini atar gibi...
çantasından çıkardığı ıslak mendille
yüzündeki karanlığı sildi,
dağılan saçlarını birkaç tokayla sabitledi.
güneş el sallarken döndü yürümeye başladı...
ardında kumlarda bıraktığı ruhunun izleri,
ondan kalan son hatıraydı bu kente.
...vazgeçmek değildir her gidiş
belki sadece yeniden geliştir dünyaya...

kamikaze!

bugün korksamda,ısrarlar üzerine kamikazeye bindim.hatta abartıp en ön kısıma oturdum neyimeyse.o üstümüzden kapanan şey kapanmakta zorluk çekti bence tamda kapanmadı zayıflamam gerek onu anladım:)herkes çığlık attı bense anneee diye bağırdım anneme düşkünlüğümü birkez daha anladım ve kamikazeye bir daha etkilendiğim çocukla binicem.bence insan duygularını çok rahat söyleyebilir.yeri gördüğüm an aklımdan onca şey geçtiki o an buna karar verdim.
indiğimde ellerim ve ayaklarım titresede sanırım tekrar binmek isticem!

2010/05/18

heykellerin sessiz çığlığı

müzede sergilenen ruhlarız biz...
sen tüm asaletinle,parlak bedeninle karşımda.
benimse kolum kırılmış bedenimde derin oyuklar...
zamana ben senin kadar direnemedim.
herşeyden vazgeçmişken seni karşımda bulmak,
zaman geçtikçe içimde hissetmek,
ruhumu tazeleyen bir nefes...
evet tek bir beden olmak imkansızken
kaderimiz farklı çamurlardan
tanımadığımız eller tarafından yoğurulmuş
ayrı ayrı şehirler görüp aynı yerde birleşmişiz.
insanlar saatlerce bizi süzerken
o kalabalıkta görebildiğim tek gerçeksin sen
duyabilseler haykırmak isterdim sevgimi
gülebilirlerdi,belki saçma gelirdi
taşların hissedebilme ihtimali yoktur ne de olsa.
varsın kimse bilmesin,anlamasın
tüm kalabalık çekilip,güneş günü terkedince
o karanlıkta bir çift gözdür gecemi aydınlatan
bedenlerimiz hiç kavuşamayacak olsa da
belki bambaşka eller gezinse de üzerimizde
gözlerini gördüğümde anlarım kime ait olduğumu.

2010/05/16

kimbilir


deniz fenerindeki evimiz
bembeyaz ,mavi pencereli...
bahçesinde çeşit çeşit meyve ağaçları.
sen ben birde
zaman zaman kapıyı çalan dostlar
geniş bir masada uzun uzun süren sohbetler...
sen rakıyı yudumlarken
dalar gözlerim...
zaman durur bitmesin isterim
farkedersin...
kollarını açıp tebessümle seslenirsin
'' gel buraya''
sımsıkı sarılırım sanki masalmış gibi...
şarkılar söylenir ben susarım
seni duymak isterim.
omzuna yaslanırım kokunu içime çekerken
küçük çocuklar gibi uyuyakalırım.
o ana kadar beklersin uyandırmadan
zaman gelir fener ışıklarını yakarsın
sadece benim değil tüm denizin ışığı oluverirsin bi anda...

bir gün,

belki bir yer,

bir zamanda,

elbet vardır mutlu biten aşklar.


!

rüyanın ardından gelen
saplantılı duygular kargaşası
biri beni kendime getirsin!

2010/05/15

keyfe mum diken anlar!

hafta sonları en gıcık olduğum şey kalkıyorum 8 de dön dön uyuyamıyorum tekrar. yine aynısı oldu kalktım dün aldığım uykusuzu bi hatim edeyim.çıktım koridora başladım okumaya keyfede geldim.müzük çalan aygıtımda öle tıngırdatıyordu usuldan.mutluydum.birden kızın biri geldi yakınıma duymadım tabe dibime gelince gördüm. bu kıyafet nası dedi üstüne tarzımız uyuşmazken.ıımm gek gük diye cevapladım tam gidiyordu sence zayıfladım mı dedi.valla pek görüşemiyoruz koridorda gördüğüm kadarıyla ne bilim iyisin herhalde biraz fazlan var dedim.tam tatmin edemesemde gitti.devam okumaya ardından tekrar geldi bunun altına hangi ayakkabı yakışır işte converse mi spor mu dedi ımm converse dedim( bunuda demeyi sevmiyorum uleeen bez ayakkabı işte o) ve usulca gitti.. daha gitmeden kulaklıklarımı takmıştım.. ardından geri döndü ayaklarımı uzattığım sandalyeden ayaklarımı debeledi ve oturdu.zigarasına başladı. ben en sevdiğim yerdeyim ersini okuyorum. bence leman iyi dedi ben uykusuzu seviyorum dedim.bence leman dedi ben okurum ama uykusuzu severim. sessizlikkk...
kulaklığın teki çıktı tabi öküz olmayalım iyice.son günlerde çok güzel mesajlarla uyandırılıyorum diye bi cümle aa sevgilin mi? evet diye derin bir sırıtış.sanki sevgilim olmadığını anladı.olsada sevmem ben uyandırılmayı güzel çirkin mesaj farketmez çekerim hareketi.sonra durdu ve beklenen hareket suratımda bi süre mıncıklanma duygusu oyy oyy maşallah.bende tebessüm ama alıp uykusuzun üstünde tepincem.ardından bi kız daha geldi tepemde kıyafet tartıştılar o güzel bu çok hoş ayy falan.benim tepemde yapılana bak pek severim ciciş muhabbetini.işte ondan sevgülüm yok ya zaten.şöle giysem taytımı iişte üstüne bi tunik altınada babet ovvvvv kuyruğumdaki örgüyüde taç yapardım başıma.üstüne hızımı alamayıp aşkiitoom bu inekler neden kümeste yaşıyor diyede sorular sorsam.dön dön dünyaya! giyerim şortumu üstüne tshirt sevme ulen ben beni seviyorum o kadar sevgi doluki içimde senide seviyorum.yine de karnıyarık yanına pilav yapabilen bir seçenek çıkarsa karşıma bende onlardan olabilirim.
ya uzun zamandır yemedim.
çok pis canım çekti.

2010/05/14

ölüm kokusu tatlıdır bazen!

duvarlarında derin çatlaklar,
belli çok fazla sır saklıyo...
bir tane daha eklemeye hazır
dinliyo sessizce...
tavandaki vantilatör artık bezgin,
dönmeye meyilsiz.
huzursuz sıcak etrafımda
bedenim sırılsıklam...
ağır bir koku tüm odayı sarmış
köşeden gelen tik tak tik tak
zaman çoktan durmuş desemde,
hayat hala devam ediyor dercesine
inatla tik tak tik tak
vücuduma konan sinekleri uzaklaştırıyorum bir süre
birden vazgeçiyorum.
izin veriyorum son kez,
tüm gücüyle ama ağır ağır
kanımdan çekiyo içine...
tik tak tik tak tik ta - a - a - k
duymak güçleşmeye başladı...
nefes alışımdaki zorluk,
kalp atışlarımı hızlandırırken...
göğüs kafesimden çıkmaya çabalayan bir parça hava
yüksek sesle yutkunuyorum..
sakinleşmeye çalışıyorum...
göz kapaklarım ağırlaşırken
açmak zorlaşıyor...
netlikten uzağa doğru
sakin bi o kadar hızlı...
sana teslim oluyorum..
göz kamaştıran bir aydınlık
zaman geldi...
hissizleşirken hisset beni..
ölüm kokusu sararken odayı
derin bir tebessüm...
...ve yanındayım
bebeyim sarıl bana ...

2010/05/13

yıldız kayarken fısıldadı

gözüm kapalı,
yükselmeye başlıyorum...
tenime değen rüzgar,ürpertirken bedenimi
son defa koca bir parça nefes alıp
hapsediyorum göğüs kafesime.
yükseliyorum...
hafifçe aya selam veriyorum.
aldığım cesaretle iyice yükseliyorum...
bir parça mutluluk bırakıyorum yeryüzüne
ardından arkadaşlarıma göz kırpıp,
açıyorum gözlerimi...
göğüs kafesimdeki artık serbest
her yer aydınlanıyor
boşlukta süzülürken,
ürperten rüzgar bedenimde alev
birden kararıyorum.
küllerim görünmeden savruluyor çatılarınıza...
ve bir dilek tut şimdi
son çığlığımı duyan insan
karanlığım senin aydınlığın olsun.

2010/05/11

saklambaç

bir ceviz tanesinin içine saklandım...
kokusunu çektim içime
yavaş yavaş tüketmeden
görmesinler diye iyice dizlerimi büktüm
canım yandı aldırmadım
durdum yıllarca kuytunda
ezberledim tüm damarlarını
ansızın bir çocuk taşla kırdı
parçalandı kabuğun
içinden ben çıkmadım
öyle bir saklanmışımki
kendimi ben bile göremedim.

hiç hoş deil!

sana başkasının dokunma fikri hiç hoşuma gitmiyo bilesin.

2010/05/10

kediye özlem çanları

sen bilmiyorsun ama
adını bir kediye verdim
sana çok benziyor
ona kendimi anlattım
ilgisini çekmedi
kuyruğunu sallayıp
çekti gitti karanlığa.
yine de o günden sonra kedileri pek bi sever oldum.

insanvarilere sövgü!

hep bu konuya gıcık olmuşumdur fakat yine gündemime geldi.. bu erkeklerin kendi yaptıkları her türlü pisliğe karşılık kendilerini temiz hissedebilme güdüleri beni böyle hayretlere sürüklüyor.sonrada gelip anlatıyorlar falan şu kız şöyle o kız şunun yanında.aha bak kız bana şöyle mesaj attı falan diye.lan kendinize baksanıza bi ne bok yediğiniz bile belli değil.benim aşk maceralarım yoktur üstüne aslında pekte ilgilendiren bi konu olmamasına rağmen çok sinirleniyorum.erkektir ne yapsa yeridir felsefesine sığınan tüm erkeklere hareket çekiyorum lan erkek olmanız insanlığınızı çalmış hala erkeğiz diye geçiniyorsunuz.
işte bu nedenle kimsesiz değil insansızım diyorum
ortaçgil seni alnından öpeyim.

2010/05/09

burnumda kızarmış ekmek kokusu

rüyamda kasabamda küçük bir çocukla onun annesini aradım tüm gece.uyandım annemi aradım sesini duymak ruhumu dinlendirdi..sonra karşıda gördüğüm koca boşluğun aslında bir deniz olduğunu farkettim.yeşil bir deniz.. hatta çimlerin dansıyla baya hareketlenen bir deniz.. beyaz martıları yok ama kargalarr eşlik ediyor onlara burada..bu hoşuma gitti..mutlu olduğumu hissediyorum öyleki burnuma kızarmış ekmek kokusu bile geliyor... abartıp arada hayalimin oynadığı uçurtmaları bile görebiliyorum..evet evet kesinlikle hoşuma gitti mutlu oldum.
...içini dök düşünmeden
hiç üzülmeden
sonra sen sen olursun...

2010/05/07

parmaklıklar ardında :)

yangın merdiveninde net keyfi yapıyorum.aslında huzurluyum.sonra bakıyorum etrafım parmaklıklarla kaplı,onların arasından bakıyorum... tel örgülerle kaplı bir bahçeye kurulmuş bi binadayım...her 10 tel arasında ışıklar var sanırım kaçan olursa diye ama biz nerdeydik okumaya mı gelmiştik heyyy suç mu işledik bilmeden de hapishaneye girdik.. görevli geçiyor arada yanımdan üniformalı..
ürküyorum...
sonra diğer tellerin arkasından bakıyorum... büyük binalar var çok fazla ışık var o tarafta.. ordan yıldızlar gözükmez.. savaş mı var? gecenin bu saatinde bu kadar gündüz gibi her yer ışıklı, herkes tetikte..ruhum sıkılmaya başladı sanırım...söndürün şu ışıkları migrenim artıyor.gözlerim kızardı... tek istediğim yıldızları görmek.
aslında ruhumda mikrop kapmış yaralar var onları arındırmam gerek biraz alkol alabilir miyim?
... geceleri daha çok severim gündüzlerden,
karanlık değildirki görmemi engelleyen
aydınlıkta daha bir kör olurum aslında
gözümü alır ışıklarınız,seçemem.

2010/05/06

evet evet kesinlikle!

ya bu domates biber patlıcan gerçekten romantikk şarkı ya

2010/05/04

tek yarenim töööleeettt

herkeste aynı his olur mu bilmiyorum işin açıkcası merakta ediyorum:) ben nerde olursa olsun bu çoklu tööölettlerin en diptekine gidiyorum devamlı hastalık olmuş. sonra alışınca da ondan başka yere gidesim gelmiyor.aramda garip bi ilişki doğuyor canımdan kanımdan hissediyorum..belkide ben normal değilimdir bağlanacak yer kalmamış gibi bir töööleeete bile çok derin duygular hissedebiliyorum ama napıyım çok hınzır çalıveriyor birden insanın kalbini.

2010/05/02

Abanaaa \\ ben gitsem de sen benden gitme!

daha tam doyamamıştım ya bir hafta daha dursaydım bari -_-

üçüncü kuyruğun can çekişleri!


evet siz!
üç kuyruk silahşörleri!
üçüncü kuyruğa eziyet ediyorsunuz!
bensiz baileys içip,ecoda keyf yaptınız
sonra bunu bana anlattınız !!!
içim acıdı,ruhumda tamiri zor yaralar açıldı.
kendimi cam kırıkları içinde buldum.
arada yaşanmamış çocukluktan sonra,
yeni gelen kuyruğa alışamadınız
oysa nasıl masumca gelmişti size
savunmasızdı tek istediği bir damlacık sevgi
tamam tamam bir damlacık baileys
şimdi ise sizi mutluluğa kavuşturup gidiyorum
yani gitmek zorunda kaldım yoksa daha çektirirdim.

...özleyin!geldiğimde zıplayın yoksa
keserimm uleyyyyn kuyruğumuu!
''...kuyruğumuza intihar eyledik diyip üstüne
41 yaşındaysanız kanser olmak güzel diye çığlık atarsınız...''
gerçi son dizelerim bana boş baileys şişeside attırabilir
ama olsun çilemse çekerim kaderimse içerim ;)

içten dışa vurum

okuyorlar,sen okumuyorsun
görüyorlar ama sen görmek istemiyorsun.

hadi yıldız keşfine


...camdan bakarken yine bişey hatırlardım...zaten ne zaman yıldızlarla karşı karşıya kalsam 3.den 2 sinde gelir aklıma..ben uzun yıllarca sanırım bi 9 yaşıma kadar falan.. bi çizgi filmde gördükten sonra, bu yıldızların her kayışında bir dağın arkasına düştüğüne inanırdım...böyle renkli renkli parlak bişeyler halinde olacaklardı.hastane tepesine çıktığımda anneme bi dakika falan diyip kaşla göz arası onları arardım orda.. tabiii hiç bulamadım.. arada gelir aklıma bilsem de onların orada olmadığını yinede arayası gelir içimdeki çocuğun birden heyecanlanırım:))

2010/05/01

anne beni yeniden dünyayla tanıştır!

ne kadar doyumsuzum onu anlamaya başladım.. evet hayalimdeki okulda olmasa da hayalimi gerçekleştiriyorum.istediğim bölümde okurken bile gitmek istemiyorum.mutluyken acıdan ağlamak.Belki çoğu defa gitmek istiyorum dediğim şehirde yaşlanmak istiyorum,yaptıklarımla insanları şaşırtıyorum kendim bile şaşırıyorum bunun ben olduğuna.yetinmeyi bilemiyorum!son zamanlarda çıkmış olan bu hastalığa bende tutuldum herhalde.belkide yıllarca yetindiğim senin birden kayboluşundu beni buna sürükleyen.evet evet iyice pislikleşiyorum tüm suçu sana atıp bu zavallı halimi kapatmaya çalışıyorum.ölüyor gibi hissediyorum bunu yaparken kendimden nefret etmeğe başlıyorum.içim seninle o kadar doluki nefes alamıyorum... adımlarımın hızı iyice düşüyor..üstüne sen ruhumda hızla yayılan kanserli hücre günden güne beni bitiriyorsun..
bir bebeğin göğsüme başını koyması biraz durdurabiliyor beni ona sığınıyorum,herşeyi unutuyorum... sonra düşünüyorum evet hafızamı sildirmek istiyorum.kıyıda köşede herşey aklımda ve bu artık can sıkıcı hale geliyor.. alışmaksa ya da unutmaksa tüm mesele hadi gel hazırım bitsin artık bu saçmalık,ruhumu terket!
yeni bir ben için bir şans istiyorum
nasıl olacak bilmesem de bunu diliyorum her dilek tutuşumda.